Sabah 10.00’da, aksam 17.00’de, alkol sonrası, kız isteme
merasimleri, güzel muhabbet arası,fal bahane deşarj olmak şahane….Ve bunun
gibi bir sürü ana yakışan bir misafirimiz var bugün : ) Anlaşılacağı üzere Türk
Kahvesi : )
Bize ait, kültürümüzün en vazgeçilmez tatlarından birisidir Türk
kahvesi..herkesin ikram etmeye de içmeye bayıldığı bir tat. Fakat kahve deyip
geçmemek gerektiğini düşünerek Aklımıza kahveyle ilgili Gelen Herşey’i sizle
paylaşmaya koyulduk : )
Her gün içtiğimiz bu lezzetin adabını, nasıl yapılması ve ikram
edilmesi gerektiğini, çeşitlerini,
kahvenin yanındaki suyun anlamlarını, kahveyi içtikten sonra da daha başka
mucizlerin olabildiğini sizler için bir çatı altında topladık : )
Osmanlı Devletin’de 35 çeşidi olan Türk kahvesi, günümüzde de farklı aromalarıyla hayatımızda
yer almakta. Bunlardan en çok tercih edileni Sade olduğu gibi ayrıca da Sakızlı
Türk Kahvesi olsa gerekJ Daha çok
Ege Bölgemiz’de tercih edilen bu tür, Türk Kahvesinin kendi tadı dışında sakız
tadını da damakta bırakarak muhteşem bir karışımı tatmanıza olanak veriyor.
Minik bir fincan kahvenin aslında ne kadar çok özelliği olduğunu
gördük. İçtiğimiz kahvenin bile bir derneği var mesela ve adı Türk Kahvesi Kültürü ve AraştırmalarıDerneği. Hatta Türk Kahvesinin bir kitabı bile var. Editör Emine Gürsoy
Naskali tarafından hazırlanan bu kitabın önsözünde Türk Kahvesi hakkında
detaylı bilgiden bir kısım yayınlanmış. Bu bilgiye burdan ulaşmanız mümkün..
Türk Kahvesi Derneği aynı zamanda bu konuda bir çok projeye sahip
bir kuruluş. Yaptıkları proje başlıklarından bir kaçını sizinle de paylaşalım.
Türk kahvesinin yapımında kullanılan kahvenin tipi, kavurma
tekniği, kavurma ve öğütme dereceleri, paketleme tipi, fincan başına
kullanılacak kahve miktarı ve şeker miktarları, pişirme için kullanılan su,
cezve, ısı kaynağı ve fincan özellikleri, köpük, kıvam, renk değerleri,
sıcaklık aralığı, sıvı, içim ve telve değerleri gibi kriterlerin belirlenerek
Türk Kahvesi ile ilgili ürün, metot ve hizmet standart ve literatürünün
oluşturulması ve yaygınlaştırılarak uygulamaya geçirilmesi amaçlanan bir proje
kendileri ve aslında bu kültürün devamını sağlamak amacıyla ne kadar da yerine
bir çalışma olmuş...
Amacı Türk kahvesinin öyküsü çerçevesinde, kahvenin dünden bugüne
kadar ki serüveni ile kendisini günde milyonlarca insana fincan fincan içirten
kalitesini ve tarihini dile getirmek olan ve ilk tohumlar, dünyaya yayılış,
Türk’ün katkısı, Osmanlı ve kahve kültürü, efsaneler, fal sanatı ve dünden
bugüne Türk kahvesi gibi bölümlerinden oluşan, gelecek nesiller için eğitici
özellikte bir belgeselin oluşturulması projesi ise nasıl alkışlanmasın sorarız
size : )
Bu uygulama sayesinde İstanbul’da yaşayan kullanıcıların iPhone
içerisinde bulunan “location” özelliğini kullanarak o an için kendilerine en
yakın, derneğimiz tarafından seçilmiş, Türk kahvesine ulaşabilecekleri
mekanları Google Maps ile bütünleşmiş biçimde harita üzerinde
görüntüleyebilecek, bu mekanlarla ilgili yorum yapabilecek, bu yorum ve
çektikleri fotoğrafları Facebook ve Twitter üzerinde paylaşabilmeleri amaçlanmaktadır.
Türk kahvesi herzaman bir sosyal ortam oluşturur peki bu sosyal medyada da
neden yayılşmasın diye düşünülmüş harika bir fikir : )
Türk kahvesi diyince aklımıza bir başka özelliği daha geliyor ki o
da fal : )
Kahve falı nerden doğmuş da gelmiştir ayrıntılarına girmiyoruz, fal da neymiş demiyoruz çünkü hepimiz fala inanma falsız da kalma felsefesinin büyüttüğü çocuklarız : )
Fakat fal ile ilgili bir İphone uygulaması da Selamlique ‘dan
gelmiş..
http://www.selamliqueistanbul.com ve
iTunes'dan indirebileceğiniz Selamlique iPad/iPhone kahve falı uygulaması sayesinde
istediğiniz zaman sizi motive edecek fal bakma işlemi gerçekleşiyor : )
Lezzetli kahve seçeneklerini sunan, ardından nasıl içtiğinizi soran ve dilek
tutmanızı isteyen bu uygulama daha sonra çıkan falınıza göre fincanınızı, ardından
da tabağınızı yorumluyor. Üstelik istediğiniz kadar da fal baktırabilirsiniz
karşınızdaki oflayıp poflamıyor : )
Peki bu kahvenin yanındaki çikolatayı, lokumu anladık da su olması
ne demek acaba diyenler...İşte cevap veriyoruz : )
Bu durum ile ilgili pek çok rivayet var, bakalım bunlar neymiş ?
Birilerine göre; Osmanlı zamanında eve misafir geldiğinde kahveyle
birlikte su getirilirmiş, gelen misafir toksa kahveyi alırmış, açsa da suyu, bundan
mesajı hemen alan ev sahibi de sofrayı kurarmış. Çok nazik bir manası varmış
yani kahvenin yanındaki suyun : )
Bir başkalarına göre; Osmanlıda padişahların yemeklerini tadan
çeşnicibaşılar varmış. Bu kişiler her yemeği zehirli olup olmadığını anlamak
için tattıkları gibi elbetteki kahveyi de tadarlarmış. Ama kahvenin makbulu
demir cezvede tek kişilik yapılı olduğu için padişaha 5 kişilik kahve değil tek kişilik kahve pişiriliyormuş. Bunun üzerinenasıl kontrol etsek demişler ve bulmuşlar. Padişah
kahveye parmağını bandırıp kahvenin yanında gelen suya sokarmış. Kahvenin suyun
içindeki
dağılımına göre zehirli oldup olmadığını anlarmış. Kahvenin yanındaki su tamamen tedbir amaçlıymış : )
dağılımına göre zehirli oldup olmadığını anlarmış. Kahvenin yanındaki su tamamen tedbir amaçlıymış : )
Diğer bir varsayıma göre; kahve öncesi kahvenin tadını bozacak
bütün tadları ağızdan temizlemek amacıyla bir yudum olmak şartıyla su içilirmiş,
ardından kahve keyifle ağır ağır yudumlanırmış. Buradaki amaç kahvenin tadını almakmış. Su kesinlikle
kahveden sonra içilmezmiş, bu kahve adabına ihanet demekmiş. Çünkü bu adaba
göre ağızda kalan son tat kahvenin tadı olmalıymış. Kahveye çok değer veren bir
usulmüş bu da : )
Bir de bilimsel açıdan yaklaşırsak; Kahvede böbrek taşı yapan
oksalat maddesi varmış. Bunu da vücuttan atmanın tek yolu su içmekmiş. Oksalat
böbrek taşı yaparmış ve su içtiğimiz zaman böbreklerimizdeki oksalat su ile
yıkanır ve vücuttan öyle atılırmış : )
Peki kahveyi içtik, keyfimizi yaptık bitti mi sanıyorsunuz ?
Elbetteki bitmedi...Şimdi size kahvenin nimetlerini içeren bir güzellik sırrı geliyor : )
Elbetteki bitmedi...Şimdi size kahvenin nimetlerini içeren bir güzellik sırrı geliyor : )
Kahvenizi bitirdikten sonra, fincanınızda kalan telveleri elinize
alıp sürüyorsunuz...Elinizi sabunlar gibi ovusturun 1- 2 dakika boyunca,
telveler elinizdeki ölü deriler için doğal bir peeling olacaktır.Ardından
ellerinizi yeteri kadar ovuşturduğunuza eminseniz ellerinizi sadece suyla
yıkayınız.Daha yıkarken elinize krem sürmüşsünüz hissini alacaksınız.Bu hissin
sebebi ise kahve çekirdeklerinin kendi yağının açığa çıkmasıdır.Ellerinizi
yıkadıktan sonra yumuşacık olduğunu hissedeceksiniz : )
Bir kahvenin 40 yıl hatırı olduğu gibi bir o kadar da fazla
ayrıntısı olduğu bugün Aklımıza Gelen Herşey’in içinde de bulundu..Ne diyelim
neyse halimiz çıksın falimiz : )
Bol keyifli, bol köpüklü kahveli günler dileriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder